David Pierce // Matematik (Mathematics) // M.S.G.S.Ü.

Poetry // Turkish poetry

Karşılıksız Mantık Incontrovertible Logic
 
Birdenbire içimden geldi ve seni seviyorum dedim. Suddenly, from inside me, “I love you” I said.
Lütfen böyle şeyler söyleme dedi. “Please don't say such things” he said;
Daha birbirimizi tanımıyoruz bile. “We hardly know one another.”
Tanımamız için ne gerekiyor ki başka dedim “What more do we need to know one another?” I said;
İki insan daha nasıl tanır birbirini? “How can two people know each other more?”
Modus Ponens (P→Q, P | Q)
Dedi ki, eğer gerçekten sinirlenirsen, seni tanıyabilirim. (P→Q) He said, “If you're really bothered, OK I know you.”
Bunun üzerine gerçekten sinirlendim. (P) I was really bothered by it.
Böylece beni tanıdı. (Q) Thus, he knew me.
Üstümü giyinirken dedim ki işte istediğin oldu. Putting on my clothes, I said “It was what you wanted.”
Modus Tollens (P→Q, ∼Q | ∼P)
Şimdi eğer beni seviyorsan, sevdiğini söylersin. (P→Q) “Now, if you love me, you will say so.”
Sevdiğini söylemedi. (∼Q) He didn't say he loved me.
Ne oluyor Allahaşkına dedi onun yerine. “For God's sake, what's going on?” he said instead.
Demek ki beni sevmiyordu. (∼P) It meant he didn't love me.
Kapıyı çekip cıktım. I opened the door and went out.
Hypothetic Syllogism (P→Q, Q→R | P→R)
Arkamdan gelmesini bekledim. I waited for him to follow me.
Düşündüm ki arkamdan gelirse, yanılmışım demektir. (P→Q) I thought, “If he follows me, it means I must have been wrong.
Eğer yanılmışsam, beni seviyor demektir. (Q→R) “If I was wrong, it means he loves me.
Yani arkamdan gelirse, beni seviyor demektir. (P→R) “That is, if he follows me, it means he loves me.”
A logical fallacy (P→Q, ∼P | ∼Q)
Ayakkabılarımı giyerken odanın kapısını açarak seslendi. As I was putting on my shoes, he opened the door and called out:
Eğer bunu büyütmezsen, iyi edersin. (P→Q) “It would be good if you didn't make a big deal out of this.
Ama görüyorum ki büyütüyorsun. (∼P) “But I see that you are making a big deal out of it.
Bu hiç de iyi değil. (∼Q) “This is not good at all.”
 
Ah hayır olamaz dedim kendi kendime. “Oh no, it can't be!” I said to myself.
Bu adam hiç mantık bilmiyor. “This man doesn't know any logic.”
 
Rumeysa Özel
English only

Son değişiklik: Monday, 26 March 2012, 12:37:56 EEST